15 Ağustos 2005 tarihinde imzalanan Helsinki Barış Anlaşması’nın akabinde, Açe gözle görülür bir şekilde sosyo-kültürel kalkınmayla ön plâna çıkmaya başladı. Yaşanan tsunami felâketi ile bölgeye akın eden yüzlerce uluslararası ve yerli STK’nın varlığı özellikle de yabancıların buradaki çalışmaları, bir yandan Açe’nin alt yapı bağlamında kalkınmasına olanak tanırken, öte yandan, Açe yeniden uluslararası arenada görünürlük kazandı.
Henüz tamamlanmamış olan alt yapı çalışmaları; bölgedeki hammadde ağını mamul ürüne dönüştürecek fabrikaların eksikliği; bu ürünleri ulusal ve uluslararası pazarlara taşıyacak mekanizmanın oluşturulamamış olması gibi nedenler yabancı yatırımcıların Açe’de önemli bir işlev üstleneceğini ortaya koyuyor. Yüzyıllar öncesinde doğu-batı ticaretinde antrepo işlevi gören Açe, yeniden bu rolünü üstlenmeye hazırlanıyor. Açe’nin kalkınma sürecinde, tarih yeniden tekerrür ederek, Güneydoğu Asya’nın giriş kapısı olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu nedenle gerek yerel gerek uluslararası çevreler eğitimden tarıma; madencilikten balıkçılığa; hayvancılıktan turizme değin orta ve uzun vadeli projeler yaratma uğraşı içinde. Bu süreçte, Açe ve Türkler arasında tarihte ortaya çıkan birlikteliğin günümüz küresel boyutlarında yeniden gündeme getirilmesi hem Türkiye’nin dünyaya açılma politikalarına, hem de Açe’den başlayarak Endonezya’nın kalkınma hamlesini gerçekleştirmelesine katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, siz her sektörden Türk müteşebbislerini, dünyada girişimciliğin gözde merkezlerinden ve yeni damarlarından biri olmaya aday Açe’ye bekliyoruz.
Dr. Mehmet Özay
Henüz tamamlanmamış olan alt yapı çalışmaları; bölgedeki hammadde ağını mamul ürüne dönüştürecek fabrikaların eksikliği; bu ürünleri ulusal ve uluslararası pazarlara taşıyacak mekanizmanın oluşturulamamış olması gibi nedenler yabancı yatırımcıların Açe’de önemli bir işlev üstleneceğini ortaya koyuyor. Yüzyıllar öncesinde doğu-batı ticaretinde antrepo işlevi gören Açe, yeniden bu rolünü üstlenmeye hazırlanıyor. Açe’nin kalkınma sürecinde, tarih yeniden tekerrür ederek, Güneydoğu Asya’nın giriş kapısı olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu nedenle gerek yerel gerek uluslararası çevreler eğitimden tarıma; madencilikten balıkçılığa; hayvancılıktan turizme değin orta ve uzun vadeli projeler yaratma uğraşı içinde. Bu süreçte, Açe ve Türkler arasında tarihte ortaya çıkan birlikteliğin günümüz küresel boyutlarında yeniden gündeme getirilmesi hem Türkiye’nin dünyaya açılma politikalarına, hem de Açe’den başlayarak Endonezya’nın kalkınma hamlesini gerçekleştirmelesine katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, siz her sektörden Türk müteşebbislerini, dünyada girişimciliğin gözde merkezlerinden ve yeni damarlarından biri olmaya aday Açe’ye bekliyoruz.
Dr. Mehmet Özay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder